Depresyon ve Seratonin
Birçoğumuz depresyonun genetik, kimyasal dengesizliklerden kaynaklandığını düşünürüz. Evet genetiğin depresyon üzerinde etkisi var ve evet seratonin gibi nörotransmitterler de duygu durumunda rol oynarlar ancak depresyonun başka çevresel, fiziksel sebepleri de var.
Genetik taraf için birşey yapamasak da iyi haber şu ki çevresel ve fiziksel faktörleri değiştirerek depresyonu kontrol altına alabiliriz.
Aşağıda size depresyona sebep olan diğer faktörleri ve bunlar hakkında neler yapabileceğinizi sıraladık:
İnflamasyon (İltihap)
İnflamasyon ve depresyon birbiri ile ilişkilidir. Bazı kişilerde inflamasyon arttığı zaman kendilerini depresyonda hissederler. Böyle kişilere antidepresan yerine inflamasyonu artıran besinlerden uzak durmaları, bağırsak floralarını iyileştirecek bir beslenme sistemine geçmeleri önerilebilir.
Tiroid Bozuklukları
Tiroid bozuklukları yaygın olmasına rağmen belirtileri genellikle depresyon ve anksiyete ile ilişkilendirilir. Ancak depresyon, anksiyete, bipolar bozukluk teşhisini tam olarak koymadan önce tiroidin detaylı olarak incelenmesi teşhisin doğruluğu açısından faydalı olabilir. Bu durumlarda, tiroid tedavileri depresyon belirtilerini ortadan kaldırabilir.
Hormonal Dengesizlikler
Hormonal dengesizlikler özellikle kadınların ruhsal durumları üzerinde önemli rol oynarlar. Ruh haliniz regl öncesinde düşerse, ciddi akne problemleriniz varsa, regliniz çok sancılı geçiyorsa ve çok fazla kanamanız oluyorsa bunlara ek olarak bir de depresyondaysanız hormonlarınızı dengeleyene kadar duygu durumunuz normale gelmeyecektir. Hormonlarınızın düzenlenmesi süresince basit olarak siz de beslenme programınızı değiştirebilir, uyku düzeninizi oturtabilir ve günlük stres seviyenizi azaltmaya çalışabilirsiniz.
Mikro Besin Eksiklikleri
Genellikle göz ardı edilse de folat, B12, çinko, omega-3, D vitamini gibi mikro besinler sizin duygu durumunuzu etkilerler. Özellikle son zamanlarda artan iş tempoları ile beraber yemek tüketimlerimiz de endüstriyel mutfaklara ve fast fooda kaydı. Ancak bu besinler bizim mikro besin ihtiyacımızı yeterince karşılamadı. Bunun önüne geçmek için en doğru yol eski mutfak kültürümüze geri dönmemiz olacaktır. Doğru şekilde üretilmiş et, tavuk, balık, sebze ve meyvelerden oluşan bir mutfak düzenine geçmek sizin mikro besinler eksiksiz almanıza yardımcı olacaktır.
Kan Şekeri
Kan şekeri sizin ruh halinize göre değişiyor. Genellikle kan şekeri ikili bir kavram olarak görülür. Diyabetiniz vardır ya da diyabetiniz yoktur. Ancak gerçek biraz daha nüanslıdır. Bazen diyabet ya da prediyabet olmayan kişilerin de vücutları kan şekerini yanlış kullanabilir. (ya da diyetleri kan şekerlerini agresif bir şekilde dalgalandırabilir.) Kan şekeri düştüğünde ise kaygı ve depresyon halleri başlayabilir.
Burada önemli nokta kan şekerinizi sabit tutmaktır. Alışkanlıklarınız da göz önünde tutularak kan şekerinizi sabit tutabilecek bir beslenme programı oluşturulmalıdır.
Kan şekerinizi dalgalandırmayacak besinlere örnek ise, yağlı tohumlar (fındık,badem, ceviz) ve faydalı yağlardır.
Stres
Son zamanlarda stresi azaltmak için çeşitli meditasyon ve egzersizler sıklıkla uygulanmaya başladı. Ancak gerçekten stresi azaltmak için daha köklü değişiklikler yapmak gerekebilir. Stresi azaltmak için bazı bağımlılıklardan kurtularak işe başlayabilirsiniz. Sosyal medyayı çok fazla kullanıyorsanız azaltın, telefon ve mesajlaşma ile harcadığınız zamanı kısıtlayın. Doğanın keyfine varın, koşturmayı bırakıp biraz yavaşlayın ve bulunduğunuz zamanı özümseyerek keyfini çıkarın.
Sosyal İzolasyon
Sosyal olarak kendinizi izole etmeniz de farkında olmadan depresyona girmenize sebep olabiliyor. Aslında sanal ortamlarda birçoğumuz sosyal bir hayat yaşıyor gibi gözüküyoruz. Ancak sosyalliğimiz de sanallığın ötesine geçmiyor çoğu zaman. Yavaş yavaş çekildiğimiz yalnızlıkta kayboluyoruz ve depresyon kaçınılmaz oluyor. Bunu çözümü ise, telefonlardaki sosyallikten sıyrılıp bizi gerçekten mutlu eden ortamlarda zaman geçirmek. İnsanlarla gerçek ilişkiler kurmak bize yaşadığımızı hissettirir. Size sunulan tekliflere evet diyerek kendinizi kurtarabilirsiniz.
Travma
Travma depresyona sebep olan önemli etmenlerden biridir. Büyük ya da küçük herhangi bir travmanız varsa, zamanınızı öz sevginizi tekrar kazanmaya ayırmalısınız.
Psikospiritüel Karışıklık
İş yerinizi sevmiyorsunuz, zamanınızın önemli bır kısmını trafikte kalan kısmını da kapalı ortamlarda çalışarak geçiriyorsunuz, arkadaşlarınıza zaman ayıramıyorsunuz, enerjiniz yaşadığınız şehrin enerjisi ile barıştıramıyorsunuz. Bunların hepsi psikospiritüel karışıklık demek ve bu durum depresyona sebep olabilir. Çünkü hiçbirimiz programlanmış makineler değiliz ve yaşadığımız her anı deneyimliyoruz, duygularımızla değerlendiriyoruz. Eğer siz kendinizi yapmak istediğiniz ya da olabileceğiniz şeyin aksi yönde bir şeye zorlarsanız bedeniniz tüm sisteminiz buna tepki gösterecektir.
Depresyon vücudunuzun yanlış durumlara verdiği doğal tepkidir. Bu durumu kabul etmeniz ve belirtileri dinlemeniz size yardımcı olacaktır. Psikospiritüel karışıklık içerisine düştüğünüzde kendiniz dinlemeniz neyin yanlış gittiğini bulmanızı sağlayacaktır.
Gördüğünüz gibi depresyonun kalıtsal sebepleri olsa da birçok çevresel faktöre de dayanmaktadır. Kendinizi dinlemeniz ve ona göre bir yol almanız süreci sizin için kolaylaştıracaktır.
https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pmc/articles/PMC4375817/
https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pmc/articles/PMC5388779/pdf/fimmu-08-00400.pdf
https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pmc/articles/PMC5542678/pdf/nihms884009.pdf